DERSİM

İnsan gurbete düştümü acı başlayıveriyor.Dersim özlemi kabuk bağlamış yaralara hicran döküyor. Hani doğduğun topraklardan, sürgün bir yolculuğa çıkmaya başlayınca, işte o yollar dolanı dolanı giderken.İçindeki acılar sızı dağına dönüşüyor. Gurbet elde hiçe düşünce dudağın fısıldıyor duaların katre halini.Ardına baktığında Dersim'in acıları 1938 yılından akıp geliyor.Munzur'un akışına düşüyor gözlerin. Düzgün Baba'nın kutsiyetine düşüyor yaralı yürekler. Kimbilir kaç bin can göçeyledi.Şöyle hatırlasak çocukluğumuzu, kuzuların,keçilerin,koyunların otlatılması ve bu süreçte Dersim'in dağları yoldaşlık eder insana.Üc gün süren koy düğünleri aile değerini,dostluğunu yıllar sonraya aktaran bir anı defterine dönüşüveriyor.İnsan gurbet elde hiçe düştümü. Dersim hasreti düşer klamlara. Kaçbin ağıda saklar Dersim bizi.Dersim den uzakta ölüme düstün mü .Toprak kokusuna yolculuk başlıyor. Aslında bu duygusal anlatımda olduğu gibi mutlaka Dersim'e sahip çıkılmalı.Doğasına,diline,yaşlısına mutlaka değer katılıp sahip çıkılmalı. (HABER MERKEZİ)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ERDAL AKAY Arşivi