Laik Eğitim İlkeleri ÇEDES Projesi İle Tehdit Altında

Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim ve toplumsal yapının dinî değerlerle şekillendirilmesi yönündeki adımlarını artırarak, laik eğitim ve yaşama karşı tavır almaktadır. Bu durum, Millî Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumlarla birlikte dini derneklerin okul ortamında daha etkin bir rol almasına olanak tanımaktadır.

Son yıllarda, eğitimin dini bir çerçevede şekillenmesi trendi ivme kazanmış, laik ve bilimsel eğitim anlayışı tehdit altında kalmıştır. Özellikle “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) bu anlamda eleştirilere maruz kalmıştır. Bu proje, manevi değerlere odaklanarak laik eğitim anlayışına aykırı bir yapıya sahiptir.

ÇEDES kapsamında dini eğitim görevlilerinin okullarda manevi danışmanlık yapmaları, laik eğitimin temel ilkeleriyle çelişmektedir. Özellikle bazı illerde bu danışmanların atanmasının ardından, öğrencilere dini telkinlerde bulunulduğu iddia edilmektedir.

Bu yaklaşım, eğitimde "tek tip" bir dünya görüşünün benimsenmesini teşvik ederken, toplumsal çeşitliliği göz ardı etmektedir. Eğitim sistemi ve toplumsal yaşam, bir siyasi iktidarın dünya görüşüne göre şekillendirilmemeli, aksine çeşitliliği ve farklılıkları kucaklamalıdır.

Laiklik, toplumun her kesimini kucaklayarak barış içinde yaşamalarını sağlar. Bu ilkeyi korumak ve savunmak, demokrasi, eşitlik ve özgürlük için hayati öneme sahiptir. Öğrencilere, sadece belli bir inancın değil, farklı inançların ve düşüncelerin var olduğu bir dünya olduğunu göstermek, gerçek eğitimin amacı olmalıdır.

Bu bağlamda, "Laik Eğitim, Laik Yaşam ve Eşit Yurttaşlık" vurgusu, tüm toplumun, özellikle de eğitim emekçilerinin, öğrenci ve velilerin dikkatini çekmeli ve birlikte hareket etmeleri teşvik edilmelidir. Eğitim sisteminde kalitenin yükseltilmesi ve çocukların özgür, bağımsız bireyler olarak yetiştirilmesi için daha somut adımların atılması gerekmektedir.