Şehid Aytaç Baran, mezarı başında anıldı
Şehid Aytaç Baran Hoca'nın şehadet yıl dönümü, Mustazaflar Cemiyeti ve Şehidler Kervanı Platformu tarafından anma programı düzenlenerek yad edildi.
Programa, Yasin-i Şerif'in okunması ile başlandı. Kur'an-ı Kerim tilaveti sonrasında, şehidin yakın dava arkadaşı İbrahim Yaz, günün anlam ve önemine ilişkin konuşma yaptı.
HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç ve şehid ailelerinin katılımıyla gerçekleştirilen programda, Aytaç Baran ve diğer İslam şehitlerinin hayatları boyunca vermiş oldukları fedakarlığa vurgu yapılarak, bölgedeki Müslümanlara yönelik zulümlere dikkat çekildi.
"Şehadet, sevda ve şehid için bir aşktır"
Yaz, Aytaç Baran'ın şehadet yılına değinerek, "8 yıl önce, Allah'ın dini ve davası için mücadele edenlere karşı bir harp ilan eden PKK'nin zalimane yöntemleri sonucu Müslümanlara yönelik gerçekleştirdiği vahşet sonucu Şehid ettiği Aytaç Baran'ın şehadeti vesilesiyle burada toplanmış bulunmaktayız. Şehid Aytaç Baran, şehadete sevdalı, canı gönülden ister, bunun için mücadele eden bir dava adamı." şeklinde konuştu.
"Bu uğurda mücadele etmek, çile çekmek ve fedakarlık yapmak gerekir" diyen Yaz, "Dolayısıyla, bu davayı sırtlamış olanlar iyi bilirler ki, canından, malından ve tüm sevdiklerinden vazgeçmeleri gerekmektedir. Nitekim Şehid Aytaç Baran ve diğer azizlerimiz, şehadet için gerekli olan sevdayı ve aşkı en güzel şekilde pratiğe dökmüşlerdir. Şehadet, sevda ve şehid için bir aşktır. Taif'ten beri hep böyle olmuştur. Allah-u Teala Kur'an-ı Kerim'de peygamberlerden bahsederken Hazreti Zekeriya gibi testereyle kesilmeyi, Hazreti Yusuf gibi kuyulara girmeyi, zindanlarda Züleyha ile imtihan olunmayı, sabrettiğimizde de Mısır'da melik olmayı bizlere göstermektedir." ifadelerini kullandı.
"Şehadeti istediklerinde 3 damla olarak gözyaşı, ter ve sonunda kanlarını akıtmışlardı"
Yaz, "Allah-u Teala, Hazreti Nuh ile birlikte mücadeleyi öğretmektedir. Amacımız, Allah'ın davamızı tebliğ etmek ve insanlara ulaştırmak olduğunu göstermektir. Bu mücadele kolay değil ve bugünlere kolay bir şekilde gelinmedi. Burada Şehid Yasin, Aytaç, Turan, Hasan, Hüseyin ve diğer şehitlerimiz bizlere şunu iyi bir şekilde gösteriyor; geldiğimiz süreç, Şehid Habbab ve Şehid Aytaç'ın kendilerini feda etmesiyle bu günlere gelinmiştir. Bu mukaddes emaneti sımsıkı sarılmamız ve değerini iyi bilmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Onlar, şehadeti istediklerinde bunu fiili olarak yapabilmek için 3 damla akıtmışlardı. Birincisi gözyaşı, ikincisi terleri, ve en sonunda da kanlarını akıtmışlardı. Yıllardır Allah'ın dini ile davasını savunmak ve bu uğurda mücadele etmek için her türlü bedeli ödeyen kardeşlerimiz elbette vardır. Yıllardır bu kardeşlerimize her türlü zulüm, eziyet ve işkencelerle bu yolu kapatmaya çalışmaktadırlar. Bu sünnetullah'tır. Bugün de Müslümanların önüne bariyer koymaya çalışanlar bu aydınlığın önünde yok olacaklardır." dedi.
"Müslümanların önüne bariyer koymaya çalışanlar bu aydınlığın önünde yok olacaklardır"
Yaz, "Şehitlerin hayatından ve mücadelesinden ders çıkarmalıyız. Nefsi bir muhasebe yapmamız gerekiyor. Bu etkinliklerde şehitlerin mezarları başında olmamız, gelişimiz ve gidişimiz için normal bir geliş-gidişe benzememelidir. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhivesellem Hira'ya gittiğinde, Muhammed olarak değil, bütün kainatın yükünü omuzlarına alarak çıktıysa, bize de yılda bir kez düzenlenen bu etkinlikler şunu hatırlatmalıdır; ayaklarımızı bağlayan prangalar nelerdir? Bizi Allah'ın davasından alıkoyan veya gevşekliğe sevk eden zincirlerimiz hangileridir? Onları kırabiliyor muyuz? (İLKHA)
Kaynak:İlke Haber Ajansı (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.