Cuma Hutbesi: Allah Bize Çevre Hakkında Ne Öğretir?

Türkiye genelinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tüm camilerde okunan hutbede, "Yaratılan her varlığa Yaratandan ötürü değer verelim. Kâinat kitabını, hikmet, tefekkür ve ibretle okuyalım. Kaynaklarımızı ölçülü kullanalım, israf etmeyelim. Yüce Allah'ın âleme koyduğu hassas dengeyi gözetelim ve koruyalım. Çevremize karşı sorumluluğumuzu ibadet şuuruyla yerine getirelim. Kâinatın yegâne sahibinin Rabbimiz olduğunu, bizim ise emanetçi olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım." ifadeleri kullanıldı.

Cuma hutbesinde ise şu hadis tartışıldı: "Her kim bir ağaç diker de ondan bir insan yahut Allah'ın yarattığı herhangi bir canlı yerse bu, o kimse için bir sadaka olur."

Sevgili Müslümanlar!

Sahabenin önde gelenlerinden olan Ebu'd-Derdâ (radıyallahu anh) bir gün fidan dikiyordu. Bir kişi, bu işin dünya malına düşkünlük anlamına geldiğini düşünerek ona, "Allah'ın elçisinin arkadaşı olduğun halde böyle bir iş yapıyor musun?" diye sordu. Ebu'd-Derdâ (radıyallahu anh) da Peygamber Efendimiz'in şu hadisini hatırlatarak cevap verdi: "Her kim bir ağaç diker de ondan bir insan yahut Allah'ın yarattığı herhangi bir canlı yerse bu, o kimse için bir sadaka olur."

Değerli Müslümanlar!

Kâinat, Allah'ın yoktan var ettiği ve bizlere bahşettiği bir nimettir. Allah'ın mülkünde ve hâkimiyetinde olan, imar ve ihya sorumluluğunu üzerimize yüklediği bir emanettir. Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren bir hakikat kitabıdır. Rabbimiz bu gerçeği Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtir: "Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, Allah'ın varlığının delillerindendir." Kâinatın hassas denge ve düzeni, Allah'ın yaratma gücünü ve eserlerini bize göstermektedir. Yarattıklarımızın sahibi olduğunu hatırlatır.

Kıymetli Müslümanlar!

Çevremize ibretle baktığımızda, göklerin direksiz durmasında, yeryüzünün yaşanabilir kılınmasında, kâinatın kusursuz işleyişinde nice hikmetler görebiliriz. Yağmurla hayat bulan topraktan türlü bitkiler yetişmesinde, hayvanların birbirinden güzel görüntülerinde ve sundukları sayısız faydalarda nice ibretler bulunmaktadır.

Aziz Müminler!

Kâinatı keşfettikçe kendimizi keşfederiz. Çevremizi anlayarak nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi anlayabiliriz. İnsan, var oluşu sebebiyle suyun hayat için önemini bilmelidir. Evimizi güneş ışığına açtığımız gibi, gönül hanesini de İslam'ın ışığına açmalıyız. Yemyeşil vadilerin, masmavi denizlerin, yıldızlarla bezenmiş göklerin kâinatın süsü olduğu gibi hayâ ve iffetin de ruhun süsü olduğunu fark etmeliyiz. Huzura ermeli ve gerçek mutluluğu elde etmeliyiz.

Aziz Müslümanlar!

Kur'an-ı Kerim'de, "İnsanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu" ayeti geçmektedir. Bu günümüzde net bir şekilde görülebilmektedir. Çevre felaketleri, sorumluluklarımızı yerine getirmediğimizden kaynaklanmaktadır. Tabiattaki yaşam alanları azalmaktadır. Ormanlar kaybolurken topraklar çölleşmekte ve su kaynakları yok olmaktadır. Oysa, Allah'ın varlığına işaret eden her varlık bizim için değerlidir. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtmektedir: "Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah'ı tesbih ederler."

Kıymetli Müminler,

Yaratılan her varlığa Yaratandan ötürü değer verelim. Kâinat kitabını, hikmet, tefekkür ve ibretle okuyalım. Kaynaklarımızı ölçülü kullanalım, israf etmeyelim. Yüce Allah'ın âleme koyduğu hassas dengeyi gözetelim ve koruyalım. Çevremize karşı sorumluluğumuzu ibadet şuuruyla yerine getirelim. Kâinatın yegâne sahibinin Rabbimiz olduğunu, bizim ise emanetçi olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım. Unutmayalım ki, çevremiz bizim atanlarımızdan bize miras kalan ve bizim de sevdikler(İLKHA)