Tunceli, Türkiye’nin biyoçeşitlilik anlamında göz kamaştıran bölgelerinden biri olarak biliniyor. Ancak, son zamanlarda aşırı otlatma ve madencilik faaliyetleri bu doğal zenginliği tehdit ediyor. Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksekokulu Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümünden Doç. Dr. Mehmet Yavuz Paksoy, bu konuda uyarılarda bulunarak, yaylalarda sürdürülebilir hayvancılık ve biyolojik çeşitliliğin korunması için önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Bitkilerin Kendini Yenileme İmkânı Kalmıyor
İhlas Haber Ajansı'nın Servis Ettiği Habere Göre; Doç. Dr. Paksoy, uzun süre boyunca yoğun otlatma baskısına maruz kalan bitkilerin kendilerini yenileyemediğine dikkat çekti. "Bitki örtüsünün zayıflaması veya yok olması erozyona yol açıyor ve verimli topraklar çölleşme riskiyle karşı karşıya kalıyor" diyen Paksoy, doğal dengeyi korumanın öneminin altını çizdi.
Ülke genelinde olduğu gibi Tunceli yaylalarında da plansız otlatma pratiğinin yaygın olduğunu belirten Doç. Dr. Paksoy, bu durumun bitkilerin en verimli seviyeye ulaşmasını engellediğini dile getirdi. Aşırı otlatmanın yaylaların ot kalitesini ve verimliliğini olumsuz etkilediğini vurgulayan Paksoy, "Zamansız ve kapasitenin üzerinde yapılan otlatma, bölgedeki bitki örtüsünün değişmesine ve endemik türlerin tehdit altına girmesine neden oluyor" şeklinde konuştu.
Meraların Kapasitesi Aşılıyor
Meraların kapasitesinin üzerinde hayvan otlatmanın, verimliliği düşürdüğünü ve biyolojik çeşitliliği tehdit ettiğini söyleyen Paksoy, "Sürdürülebilir hayvancılık için meraların verimliliğinin korunması ve otlatmanın düzenlenmesi gerekiyor" dedi.
Tunceli'nin endemik bitki türlerine ev sahipliği yaptığını belirten Paksoy, aşırı otlatmanın bu türleri tehdit ettiğini ifade etti. Özellikle maden aramalarının, endemik bitkilerin habitatını riske attığını söyleyen Paksoy, bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Arıcılık Faaliyetleri Biyoçeşitliliği Destekliyor
Doğanın dengesini korumada arıcılığın önemli bir rol oynadığını belirten Paksoy, arıların bitkilerin tozlaşmasını sağlayarak biyoçeşitliliği desteklediğini söyledi. Arıcılık faaliyetlerinin teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Paksoy, bu sayede doğanın ve yaylaların geleceğinin korunabileceğini ifade etti.