Tunceli'de Sünni Olmak

Tunceli, Türkiye’nin en çok Alevî ve Kürt nüfusunun yaşadığı illerden biri olarak bilinir. Ancak Tunceli’de Alevî ve Kürt olmayan bir azınlık da vardır: Sünni Türkler. Bu azınlık, Tunceli’de kendilerini anlatmakta zorlanan bir topluluktur.

Tunceli’nin Gizli Sünnileri: Bir Azınlığın Hikayesi

Tunceli, Türkiye’nin en çok Alevî ve Kürt nüfusunun yaşadığı illerden biri olarak bilinir. Ancak Tunceli’de Alevî ve Kürt olmayan bir azınlık da vardır: Sünni Türkler. Bu azınlık, hem Tunceli’de hem de Türkiye’de kendilerini anlatmakta zorlanan, “ötekinin ötekisi” olarak tanımlanan bir topluluktur. Bu yazıda, Tunceli’de Sünni olmanın ne anlama geldiği, nasıl bir tarih ve kültür taşıdığı, nasıl bir sosyal ve siyasal konumda bulunduğu hakkında bilgi verilecektir. Bu bilgiler, Tunceli ilinde yapılan bir sosyal bilim araştırması sonucunda elde edilen verilerden yola çıkarak, sunulmuştur.

Tunceli’de Sünni Olmanın Tarihi

Tunceli’de Sünni olmanın tarihi, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemlerine uzanmaktadır. Osmanlı döneminde Tunceli bölgesi, Dersim sancağı olarak adlandırılmakta ve merkezi otoriteye karşı direnen Alevî-Kızılbaş Kürt aşiretlerinin yaşadığı bir bölge olarak görülmekteydi. Bu bölgede yaşayan Sünni Türk toplulukları ise, genellikle Osmanlı devletinin temsilcileri veya işbirlikçileri olarak konumlanmaktaydı. Bu topluluklar arasında Horasan’dan gelerek yerleşen Kara Türkler, Alevîlikten Sünniliğe geçen Barmazlılar, Alevî-Sünni karışık bir aşiret olan Şavaklar ve Sünni Müslüman olmuş Ermeniler sayılabilir.

Cumhuriyet döneminde ise Tunceli bölgesi, 1935 yılında çıkarılan Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun ile Tunceli vilayeti olarak adlandırılmış ve devletin asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır. 1937-1938 yıllarında ise Tunceli bölgesinde Alevî-Kızılbaş Kürt halkına karşı yürütülen askeri operasyon sonucunda binlerce insan öldürülmüş, sürgün edilmiş veya asimile edilmeye çalışılmıştır. Bu operasyon sırasında Tunceli’de yaşayan Sünni Türk toplulukları ise, genellikle devletin yanında yer almış veya tarafsız kalmıştır. Ancak bazı Sünni topluluklar da Alevî komşularına yardım etmiş veya onlarla birlikte mağdur olmuştur.

Tunceli’de Sünni Olmanın Kültürü

Tunceli’de Sünni olmanın kültürü, hem Alevî hem de Türk kültüründen etkilenmiştir. Tunceli’de yaşayan Sünni Türk toplulukları, hem kendi inanç ve geleneklerini sürdürmüş hem de Alevî komşularıyla kaynaşmıştır. Bu kaynaşma, özellikle kirvelik, cem ve dedelik gibi kurumlar aracılığıyla gerçekleşmiştir. Örneğin, bazı Sünniler cem evlerine giderek dedelerden dua istemiş veya Alevîlerle kirve olmuştur. Bazı Alevîler de Sünni köylere giderek camide namaz kılmış veya Sünnilerle kirve olmuştur.

Tunceli’de yaşayan Sünni Türk toplulukları, hem kendi dil ve lehçelerini kullanmış hem de Türkçeyi yaygın olarak konuşmuştur. Tunceli’de konuşulan Türkçe, hem Anadolu ağızlarından hem de Zazaca ve Kurmanci gibi yerel dillerden etkilenmiştir. Tunceli’de yaşayan Sünni Türk toplulukları, hem kendi yemek ve giyim kültürlerini sürdürmüş hem de Alevî komşularının yemek ve giyim kültüründen etkilenmiştir. Tunceli’de yapılan yemekler, hem etli hem de sebzeli olmakta, hem baharatlı hem de acılı olmaktadır. Tunceli’de giyilen kıyafetler, hem renkli hem de sade olmakta, hem geleneksel hem de modern olmaktadır.

Tunceli’de Sünni Olmanın Konumu

Tunceli’de Sünni olmanın konumu, hem sosyal hem de siyasal açıdan karmaşıktır. Tunceli’de yaşayan Sünni Türk toplulukları, hem azınlık hem de hâkim kimlikler arasında sıkışmıştır. Tunceli’de Alevî-Kızılbaş Kürt halkının ezici bir çoğunluk oluşturduğu bir ortamda Sünni Türk olmak, hem ayrımcılık ve dışlanma riski taşımakta hem de farklılık ve zenginlik katmakta (İLKHA)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

TUNCELİ Haberleri