Çambulak, Çat, Yalmanlar ve Eskigedik üçgeninde kalan Kızılçayır mevkiinde Dosteli Madencilik Yatırım A.Ş. şirketi tarafından krom madeni ocağı projesi hayata geçirilmek isteniyor. Projenin iptali için avukat Barış Yıldırım tarafından açılan dava kapsamında Erzincan İdari Mahkemesi keşif kararı verilmişti.
Erzincan İdare Mahkemesi, heyeti aralarında jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi, çevre mühendisi , maden mühendisi ve orman mühendisinin de bulunduğu uzman bilirkişi heyeti ile birlikte proje sahasında keşif yaptı.
Öğlen saatlerinde başlayan keşif sırasında köylüler, dosya avukatı Barış Yıldırım, davalı taraf ve şirket yetkilileri de hazır bulundu. Şirket yetkilileri maden ocağının çevreye zararı olmayacağını ileri sürdü.
Avukat Barış Yıldırım ise mahkeme heyetine ayrıntılı sunum yaparak maden projesinin yol açacağı ekolojik tehditleri dile getirdi.
Munzur havzasının ‘önemli bitki alanı’ ve ‘ önemli doğa alanı’ olduğunu söyleyen avukat Yıldırım “Bu havzanın 42 bin hektarlık bölümü 1971 yılında milli park ilan edildi. Munzur Milli Parkı buraya 980 metre mesafede. Aynı zamanda Munzur Vadisi Milli Park’ının temel kaynak değeri durumundaki Munzur Nehri’ni besleyen Kalan Deresi bu hat boyunca uzanıyor. “dedi.
'Bölgede endemik ve koruma altında olan türler var’
Bölgenin ekosistemine dair sunum yapan Yıldırım şu bilgileri verdi:
- Kalan Deresi’nde dünyada sadece bu bölgede habitat bulan endemik bir alabalık türü var; Munzur Alası.
- Bu alanda şu ana kadar saptanmış 2 binin üzerinde bitki bulunuyor. Bu bitkilerin yüzde 18’i endemik. Yani sadece bu bölgede yer alıyor.
- Bölgede Bern Sözleşmesi ile kesin koruma altında olan yaban keçisi, kaya kartalı, çengel boynuzlu dağ keçisi gibi türler yaşıyor. Proje tanıtım dosyasında bölgedeki yaban hayati türlerinden bahsederken sadece fare ve tavşana yer verilmiş.
‘Şirket ÇED yükümlülüğünden kaçmış’
ÇED mevzuatını da hatırlatan Barış Yıldırım, projenin hukuka aykırı olduğunu kaydetti: “ÇED Yönetmeliği Ek-2 listesi son derece açık. Proje sahası büyüklük itibariyle 25 hektarın üzerinde ruhsata sahipse kesin olarak ÇED raporu hazırlanmalıdır. Şirket maalesef ruhsat sahası 1642.79 hektar olmasına karşın sadece 17 hektarlık sahada madencilik faaliyeti yürüteceğini ifade ederek ÇED raporu yükümlülüğünden kaçmış.”
Avukat Barış Yıldırım , Munzur havzasında önceki yıllarda planlanan ve yargıya taşınan projelere ilişkin emsal kararı da mahkemeye sunarak asitlik maden drenajının yer altı suları, yüzey suları ve toprak yapısının geri dönüşü olmayacak şekilde zarar göreceğine dikkat çekti.
'Ya Munzur ya maden!’
Çevre savunucusu avukat Yıldırım “Bilirkişi raporundan sonra mahkeme karar verecek . Bilirkişi raporu normalde 30 gün içerisinde ibraz edilmesi gerekir. Ama mahkeme duruma göre bu süreyi uzatabilir” dedi.
Munzur Vadisi’nin ekolojik önemine ve çeşitliliğine dikkat çeken avukat Yıldırım şöyle devam etti:
“İkisinden biri tercih edilecek. Ya maden ya Munzur. Maden olursa Munzur olmayacak. Bu kadar açık konuşalım. Biz dünyanın en önemli ekosistem alanlarından biri olan Munzur ekosisteminin gerek kültürel miras gerekse de ekolojik miras olarak değerlendirilmesi gerektiğini aktarıyoruz. Bunun uluslararası ölçekte de Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınarak korunması gerektiğini, buna mukabil maden projelerinin kültürel ve ekolojik mirasa ciddi bir tehdit olduğunu burdan aktarmak istiyoruz.”Proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre; krom ocağında açık ve kapalı işletme yöntemi ile üretim yapılacağı, alanda dinamit ile patlama gerçekleştirileceği ve projenin ömrünün 163 yıl olarak planlandığını görülüyor.