Dersim ve Tunceli isimleri, Türkiye'nin tarihi ve politik yaşamında önemli bir yer tutan bir tartışmayı simgeler. 1936 yılında kabul edilen bir kanunla, Dersim ilinin ismi Tunceli olarak değiştirilmiştir. Ancak bu değişiklik, tarih boyunca pek çok tartışmayı beraberinde getirmiştir.
Tunceli, özellikle 1937-1938 yıllarında gerçekleşen ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği Dersim İsyanı'nın ardından Türkiye Cumhuriyeti tarafından resmi olarak kabul edilen isim olmuştur. Bu isyan, o dönemdeki Türk hükümetinin uyguladığı asimilasyon politikalarına karşı çıkan Dersimli Kürtler ve Aleviler tarafından başlatılmıştı.
Dersim ismi, bölgenin yerel halkı arasında hala yaygın olarak kullanılmaktadır ve bölgeyi tanımlamak için bir simge haline gelmiştir. Bu isim, aynı zamanda bölgenin etnik ve kültürel kimliğinin ve direniş tarihinin de bir parçasıdır.
Bununla birlikte, Tunceli ismi, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi belgelerinde, haritalarında ve diğer referans materyallerinde kullanılan isimdir. Bu isim, Türkiye'nin modernleşme ve merkeziyetçilik politikalarının bir sonucu olarak görülür.
Dersim-Tunceli isim tartışması, Türkiye'de etnik ve kültürel çeşitliliğin, tarihin ve kimliğin nasıl tanımlandığı ve anlaşıldığı konusunda daha geniş bir tartışmanın parçasıdır. Bu konu, Türkiye'nin çoğulcu demokrasi anlayışı ve etnik-kültürel haklar konularında önemli bir tartışma alanı olmuştur.
Bazıları, Dersim isminin resmi olarak tanınmasını ve bölgenin tarihine ve kültürel kimliğine saygı gösterilmesini talep ederken, diğerleri bu değişikliğin potansiyel politik ve sosyal sonuçları konusunda endişelerini dile getirmektedir.
Sonuç olarak, Dersim-Tunceli isim tartışması, Türkiye'deki tarih, kimlik, kültürel çeşitlilik ve devlet politikaları konularında devam eden bir diyalogun bir parçasıdır ve bu diyalog, Türkiye'nin gelecekteki sosyo-politik gelişimini şekillendirecektir.